Laparoskopik Reflü Ameliyatı Nedir?

Reflü probleminin cerrahi tedavisinde günümüzde sıklıkla laparoskopik yönteme başvurulmaktadır. Tıp alanındaki yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile pek çok hastalığın tanı ve tedavisi önceki yıllara göre çok daha güvenli ve konforlu bir şekilde gerçekleştirildiği gibi “Reflü” hastalığı içinde bu geçerlidir. 

Laparoskopik reflü ameliyatı sonrasında hastalar klasik ameliyat sonrasına oranla çok daha az şikayet yaşamakta ve kısa sürede iyileşmektedir. Özellikle batın bölgesindeki cerrahi işlemlerde başvurulan laparoskopik yöntem; reflü cerrahisinde de en sık kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde hasta oldukça kısa sürede sağlığına kavuşturulabilmektedir. 

[quick-content]

Reflü Hastalığının Tedavi Yöntemleri

Reflü problemi kısaca; mide içeriğinin ve sıvısının yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanabilmektedir. Bu hastalık genellikle, midede ve yemek borusunda yanma, yutkunmada güçlük gibi şikayetlere neden olmaktadır. Aynı zamanda baharatlı ve yağlı yiyeceklerin tüketilmesi sonrasında midede yanma hissi yaşanmaktadır. Reflü probleminin açığa çıkardığı şikayetler arasında; yutkunurken ağrı hissi, mide bulantısı ve geğirme de bulunmaktadır. 

Reflü probleminin başlangıç evresinde genellikle beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, uyku pozisyonunun değiştirilmesi ve yaşam tarzının sağlıklı bir şekilde oluşturulması ile tedavisi mümkün olabilmektedir. Ancak bazı kişilerde reflü problemi kontrol altına alınamayabilmekte ve ilaçla tedavi de fayda sağlayamamaktadır. Bu aşamada reflü probleminin cerrahi tedavisine başvurulmaktadır. 

Laparoskopik Reflü Tedavisi Nedir?

Reflü hastalığı genellikle ilaçla tedavi edilebilmekte ve bu yöntemle genellikle hastalarda başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Preparatlar, mide asidini stabilize etmektedir. Operasyon, tıbbi tedaviye rağmen şikayetleri geçmeyen hastalar için uygundur. İlaçla reflüde iyileşme olsa bile, nüks olasılığı bulunmaktadır.

Laparoskopik reflü ameliyatı ile reflü hastalığı kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir. Ameliyattan sonra beslenme ve yaşam tarzı programına önem veren kişiler, ilaç bile almaya ihtiyaç duymamaktadır. Kapalı ameliyattan sonra hastalar 1 gün hastanede kalmaktadır. Yaklaşık 3 veya 4 gün sonra günlük yaşama dönülebilmektedir. 

Klasik yöntemle yapılan reflü cerrahisinde 20 veya 30 santimetreyi bulan cerrahi kesiler uygulanmakta, dolayısiyle bakteriyel enfeksiyon olasılığı da artmaktadır. 

Laparoskooik yöntemde, küçük delikler açıldığı için sağlık ve estetik açısından bir problem bulunmamaktadır. Enfeksiyon ve anormal kanama riskleri oldukça düşük olan laparoskopik yöntem ile tedavi sonrasında hasta kısa süre içerisinde günlük yaşama dönebilmektedir.

Reflü Cerrahisinde Laparoskopik Nissen Ameliyati 

1990’lı yıllardan itibaren uygulanan laparoskopik Nissen ameliyatı ile reflü hastalığı oldukça konforlu bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu yöntem sayesinde tedavi süreci çok daha ağrısız ve kısa sürmektedir. Günümüzde reflünün laparoskopik yöntem ile tedavisi altın standart olarak kabul edilmektedir. 

Karın bölgesinde maksimum 1 santimetrelik delikler açılarak karın içerisine girilmekte, bu yöntemle mide fıtığı bulunuyorsa bu problemin de tedavisi mümkün olabilmektedir. Reflü şikayetlerini açığa çıkaran bölgede anti-reflü düzeneği uygulanmaktadır ve yerleştirilen bir kapak sistemi ile alınan  gıdaların yemek borusuna geri kaçışı engellenmektedir. 

Laparoskopik Reflü Ameliyatı Sonrası 

Her cerrahi işlem sonrasında tüm risk faktörlerinin önüne geçilebilmesi amacı ile dikkat edilmesi gereken birtakım noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;

• Doktor reçetesinin dışına çıkılmamalıdır. Önerilen ilaçların kullanımı aksatılmamalıdır.
• Özellikle uygulama bölgelerinde hijyene dikkat edilmelidir. 
• Bağışıklık sistemi güçlü tutulmalıdır. 
• Ameliyat sonrasında ilk 1 hafta boyunca çok sıcak ve çok soğuk olmayan yumuşak gıdalar ile beslenilmelidir. 
• Ameliyat sonrasında ilk 1 ay boyunca gıdaların çok iyi çiğnenmesi ve yavaş yemek yenmesi önerilmektedir. 

Laparoskopik reflü ameliyatının günümüzde başarı oranı %90’dır. Ve bu operasyon sürecinin başarısını etkileyen faktörler; hasta seçimi ve ameliyat ekibinin tecrübesidir.