0 Oy
Mini Gastrik Bypass, tamamen kapalı yöntemle gerçekleştirilen ve hem mide hacminin küçülmesini hem de ince bağırsakların bir kısmının emilim fonksiyonundan ayrı kalmasını sağlayan ameliyatlardır. Mini Gastrik Bypass işleminin daha kolay uygulanabilen bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz. Mini Gastrik Bypass, obezite cerrahisinde uygulanan ameliyatlar arasında en hızlı, en kolay şekilde gerçekleştirilen ve operasyon sonrası iyileşme süreci oldukça konforlu olan bir yöntemdir.
Mini Gastrik Bypass ameliyatı, daha kısa süren ve daha az maliyetli işlemler olduğu gibi, Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi gibi durumlarda da yüksek bir kontrol gücü vardır. Başarılı sonuçları, hızlı ve kolay uygulanan bir yöntem olması doğrultusunda Mini Gastrik Bypass, sıklıkla tercih edilen bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mini Gastrik Bypass Nasıl Uygulanır?
Hem mide hacminin küçültülmesi hem de bağırsaklardan besin emiliminin önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen Mini Gastrik Bypass ameliyatının aşamalarını şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
- Karın bölgesinde 1cm’lik 5-6 kesi yapılır ve bu kesilerden karın içerisine trokar denilen aletler sokulur
- Trokarlarla oluşturulan giriş yerlerinden karın içerisine kamera ve ameliyat için gerekli ameliyat aletleri yerleştirilmektedir. Bu doğrultuda, işlem sırasında kullanılan kamera ve ameliyat aletlerinin, karın içerisine sokulan trokar denilen aletlerin içerisinden geçebilecek nitelikte ince ve uzun bir yapıda olmaları gerektiğini özellikle belirtmeliyiz.
- Midenin hemen giriş bölümünde, küçük bir mide tüpü oluşturularak bu kısmın midenin kalanından tamamen ayrılması sağlanmaktadır. Uygulanan işlem sonrası, kişi tarafından kullanılacak olan asıl mide, küçük bir tüp halinde oluşturulan bu yeni mide parçası olacaktır.
- Midenin ayrılan büyük kısmı yine karın içerisinde kalmakta ve salgılarını üretmeye devam etmektedir. -İşlem sırasında oluşturulan ve daha sonraki süreçte kullanılacak olan küçük mide ile ince bağırsak arasındaki bağlantı gerçekleştirilmektedir. Böylece alınan gıdaların bağırsaklara geçmesi sağlanmaktadır. Bu işlem ameliyatların ikinci bölümünü oluşturmaktadır.
- Ameliyat sırasında oluşturulan küçük mide ile ince bağırsak arasında bir bağlantı oluşturulurken, ince bağırsağın başlangıcında bulunan yaklaşık iki metrelik kısmı atlanmakta, ince bağırsağın ortasına yakın bir bölgesinden mideyle bağlantısı gerçekleştirilmektedir.
Mini Gastrik Bypass ile Nasıl Kilo Verilir?
Mini Gastrik Bypass ameliyatı ile ilk 2 yıl içerisinde, kişideki fazla kiloların yaklaşık %50’sinin verilmesi amaçlanmaktadır. Mini Gastrik Bypass ameliyatı ile sağlanan kilo kaybı ise üç farklı etki sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Bu etkileri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Mide hacminin küçültülmesi; Mini Gastrik Bypass ameliyatı ile kişinin mide hacminde küçülme sağlanmaktadır. Küçülen mide hacmi ile, tüketilen besinlerin miktarı da azalmaktadır.
- İnce bağırsağın emiliminin kısıtlanması; Mini Gastrik Bypass ameliyatıyla, ince bağırsağın başlangıç bölgesindeki 200 cm kadar bölüm gıda geçişinden ayrılmaktadır. İnce bağırsağın ayrılan bu bölümü, sindirim ve emilim sağlayan safra ve diğer sıvıları taşıma görevine sahiptir. Mini Gastrik Bypass uygulaması sonrası, oluşturulan küçük mideden geçen besinlerin ince bağırsağın ortalarına aktarılması sağlanmaktadır. İnce bağırsağın başlangıcında yer alan 200 cm’lik bölgeden besin geçmemesi ile, fazla alınan kalorilerin emilmeden atılması sağlanmaktadır. Böylece önemli oranda kilo kaybı ve elde edilen kilo kaybının korunması sağlanmaktadır.
- Hormonal düzenleme; Mini Gastrik Bypass ameliyatı ile, midenin büyük kısmı kullanılmamak üzere ayrılmaktadır. Midenin bu kısmına gıdaların geçmemesi sağlanarak, bu kısmın etkinliğini yavaşça yitirmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, vücutta salgılanan açlık hormonunun miktarı azaltılmakta, dolayısıyla tokluk hissinin daha erken oluşması ve daha uzun süre etkili olması sağlanmaktadır.
Mini Gastrik Bypass Ameliyatında Riskler Nelerdir?
Mini Gastrik Bypass ameliyatlarında midenin büyük bir kısmı pasif hale getirilmekte ancak bu kısım vücuttan hiçbir şekilde ayrılmamaktadır. Yani ameliyat sırasında hiçbir organ kesilip dışarı çıkartılmamakta, atıl şekilde karın içerisinde sabit tutulmaktadır. Bu bakımdan, Mini Gastrik Bypass ameliyatları sonrası orijinal hale geri dönüş mümkündür.
Mini Gastrik Bypass ameliyatının oluşturduğu riskler şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Safra reflüsü; bu riskin azaltılması amacıyla safra salgısını getiren bağırsak bölümünün daha yukarıdan aşağıya olacak şekilde bağlantısı oluşturulmakta, böylece safra akışının mideye uğramadan ince bağırsak içerisinde devam ettirilmesi sağlanmaktadır.
- Mide ülserleri; nadir görülen bu durum sık sık uygulanan endoskopik kontroller ile takip edilmektedir.
- Dumping sendromu; karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınılması gerekmektedir.
Mini Gastrik Bypass Ameliyatlarında Görülen Standart Riskler
- Kemik erimesi
- Yetersiz ya da aşırı kilo kaybı yaşanması
- Bulantı, kusma
- İnce bağırsak emiliminin azalmasına bağlı olarak oluşan vitamin ve mineral eksiklikleri
- Bağırsak mesafesinin kısalmasına bağlı olarak ortaya çıkan ishal
- Safra kesesinde veya yolunda taş oluşumu
- Anastomoz darlığı veya kaçağı
- Apse ya da yara enfeksiyonları
Yorum Yap
İletişim Bilgileriniz Hiçbir Şekilde Paylaşılmayacaktır. * lı Alanları Doldurmak Zorunludur.